Yeni Sistemin Ayak Sesleri-5 ( Dikta Yasakları )

          Yasaklar yeni sistemin otorite kurması adına yaptığı en baskıcı tavırları ortaya çıkarmıştır. Öyle ki Müslüman bir toplumda 1932-1950 arasında Allah demek dahi yasaklanmıştır.( Sözde laiklikten bahsedilen bir ülkede dini yasaklamalar şaşırtıcıdır. ) İslam’ın tüm unsurları Türkçeleştirilmiş ve bu zorunlu hale getirilmiştir. Bu uygulama sözde Türkçeyi korumak ve halkın dini anlaması için yapılmış gibi görünse de ezanda ‘’felah ‘’ kelimesinin yani kurtuluş kelimesini Arapça bırakılması asıl amacı okuyuculara göstermektedir. Yeni sistem kurtuluşun namazda olduğunu gizleme çabası açıkça ortadadır. Yasakların başını dini unsurlar almış ve bunun birlikte birçok alana yayılmıştır. Bunları basit örnekler fakat ağır cezalar ile örneklendirmek mümkündür. Örneğin şapka kanunu ile sarık ve cübbe yasaklanmış ve şapka takmak zorunlu hale getirilmiştir. Tam bu noktada yeni sistemin kanlı yüzünü Rize’de Hamidiye zırhlısı ile görmek mümkündür. Şapka kanununa en büyük tepkiyi gösteren Rize halkı bu zırhlı ile top ateşine tutulmuştur. Ayrıca katliam bununla sınırlı kalmamış ülke genelinde 78 kişi idam edilmiştir. Bu yasaklamalar öyle boyutlara geldi ki ülke içerisinde modernleşme adına türkü söylemek dahi yasaklar listesine girmiştir. Bunu yerine Avrupalı sanatçıların besteleri söylemek ve çalmak zorunlu kılınmış sazlar toplanarak millete mandolin dağıtılmıştır. Tüm bunların yanında dikkati fazla çekmese de toplum içerisinde ağır ayaralar açmış bir başka konu daha vardı. Köylülerin gündüz vaktinde Ulus ve Kızılay meydanlarına çıkmasının yasak olmasıydı bu konu. Çağdaş Türk toplumunu ve topraklarını kirli pasaklı ve cahil olan bu insanların kirletmesini istememiş olsa gerekliler ki böyle bir yasak koymuşlardır. Ülke yıllarca savaşarak elde ettiği zaferi böyle kutlamıştı. Halk helak edilmiş ve tüm varlıkları ile eziyete maruz kalmışlardır.