Sahipsiz Mektuplar 4
Sahipsiz Mektuplar 4
Ne güzeldi değil mi o günlerimiz. Sen ve ben, mutluluğun diğer bir ismi yani. Hatırlarsın umarım, ilk kez ellerin ellerime değdiği an içimde kopan fırtınaları. ’’Elini uzattı, elleri ne kadar kibar, elleri ne kadar narin, elleri şiirler yazdığım elleri ‘’. O karanlığın içindeki yalnızlığımı bir ömür yaşamaya razıydım oysaki. Şimdileri yazdığım diğer öykülerle yaşıyorum bu hayatı habersiz, çaresiz ve kimsesiz. Bazen de o şair eşlik ediyor bana ayyaş gecelerim de;
‘’ Sen Gökçe Kız
Deli çağımın yağız bestesi
Hazin düşlerin nazlı perisi
İsyan gecelerin boğuk sesi
Sen Gökçe Kız
Hayallerimin en güzel anı
Yüreğimin ta fışkıran kanı
Viran hayatımın öbür yanı
Sen Gökçe Kız
Belimde kuşandığım silahım
Kararsız çektiğim büyük ahım
Sevda seferi son karargahım
Sen Gökçe Kız
Ruhumda dolaşan garip kaygı
Nedenini bilmediğim duygu
Gözlerim..’’
Şu zamanlarda eve gelip kapıyı çaldıktan sonra, yine kapıyı kendi anahtarımla açmanın vermiş olduğu acıyı yaşıyor oldum. Akşam yemeğinde boş sandalyeye bir tabak daha koymaktan sıkılmadım hala. İçkimi doldururken ve radyoda o yosmanın söylediği şarkı çalarken resmine damlayan gözyaşlarının çıkardığı delice ses beni sana bir adım daha yaklaştırıyor. Ve ben o şairi dinliyorum gözlerim kapalı…
Talip Sarıbaş