Yusuf Kırımlı

TaLip Sarıbaş


            Aristokrat Bakış

            Hayatın inceldiği günlerden birisiydi. Sanki tüm dünya durmuş yaşanacak hiçbir şey kalmamış gibiydi. Sonsuzluğun kelime anlamına uygun bir bir zaman dilimi yaşanıyordu. Bitmez denilen her şey biranda bitmiş, sonsuzluğun var olduğu sayfalarda yerini almıştı. Yaşanan tüm gerçeklerin yalan olduğu, saygıların toprak altına gömüldüğü, kimsesizliğin belirginleştiği zamanlardı o günler. Kimsesiz öykülerin yazıldığı belirgin zaman dilimleriydi bilakis. Yaşanacak, belki de söylenecek sözlerin tükendiği, hayatın seni azarladığı anları yaşamaktı o zaman diliminin içerisinde yer almak. Sen söyleyecek söz bulamazken avazı çıktığı kadar bağıran günlerin başlangıcıydı belki de. Şairlerin sürekli şiirlerinde bahsettiği mahşer günüydü.

            Akrostiş şiirlerde yer alan güzelliklerin adıydı senin varlığın. Bugünlerde yerini almış yokluğunun tam ortasındaydı acıların başlangıcı. Sabrın son haddi, milyonlarca anlam yüklenen kelimelerin suskunluğunun ardı ardına geldiği karanlık zaman dilimleri. Eski bir metnin tozlu sayfalarına gömüldüğü tarihin akışında kaybolan devrik cümleler kurulmaya başlanmıştı. Faili belirsiz bir cinayet gibi işlerken devrik cümlelerim yine aklıma geldi o denizi andıran gözlerin. Artık zamanıdır kirletmenin sayfaları. Ey sevgili;

            Kim bilir kaç gerçek öldürdüm düşlerimde. Sana dair cümleleri devirirken toz kokulu sayfalarda. Kim bilir kaç kez vazgeçtim gökyüzünden. Şimdileri yokluğunun ciğerlerimi yaktığı bilinmez bir zamanı yaşama çabasında seni düşlüyorum. Düşlerimde saklarken bana o son bakışını, dünya gözüyle gördüğüm son mutlu anı. Sana geliyorum ey sevgili. Başıboşluğum, çıplak tenine atılan taşların verdiği acıyı anımsatıyordu her adımda. Ayaklarımı sürüklerken bu çamurlu yollarda yine sana bulaştı paçalarım sonuna kadar. Sanki sana geleceğimi, biliyor gibiydi bulutlar. Setler çekiyorlardı sıra sıra, el pençe duruyordu âdete her yağmur tanesi. Sen gittiğinden beri çok şey değişti sevgilim. Artık kimse mektup yazmıyor, unutuldu defter arasında kurutulan güller. Unutuldu yağmur sonrası kokan toprak. Unutuldu en doğru, yalanlar, sevdalar. Sana geliyorum ey sevgili.

           

 



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol